çocuğum çok sinirli ve inatçı

Biraz buharını salmasını bekliyoruz. Sonra yine konuşarak olayı halletmeye çalışıyoruz. 6.Yapmaması gerektiğini bildiği birşeyi gözümüzün içine baka baka yapıyorsa 1 diyerek saymaya başlıyoruz. 1-2-3 Mucize yöntemi ile 1 den sonra veya en kötü ihtimalle 2 de bu davranışı durduruyoruz. Ör: Yemekte sandalyesinde MerhabaBen Feveran Kitabın Yorumla Geldim : Rümeysa Gülhan ' nin okuduğum ilk kitabı .Kitap akıcı ve sürükleyicidi. Kitabı okuyan anladı .Kitabı 4 günde okudu Çocuğum Çok Yaramaz, Ne Yapsam İşe Yaramıyor. Aslında işin özü, evde sınırlar ve seçenekler olduğunda çocuk bunun dışarda da geçerli olduğunu bilmesi. Böylece kurallara uymakta zorluk çekmez. Daha önceleri de çok kez bahsettiğimiz gibi çocuklar kendilerine bakan kişilerden öğrenir hayatı. ÇocuğumÇok Sinirli Nasıl Davranmalıyım ? Başlıca şunu fark etmemiz gerekiyor; Öfke patlamalarının ve ani sinirlenmelerin temel kaynağı genellikle iletişim problemleridir. Bunun dışında olaylara ani tepki gösteren çocuklar, duygularını kontrol etme ve kendilerini ifade etme becerilerinde sıkıntılar yaşamaktadır. 8 Olumsuz yönleri: Çok kuruntulu, duygusal, sinirli, kararsız, içine kapalı. 9 İstatistik: Dünyadaki insanların %34’ü A negatif, %6’sı ise A pozitiftir. 10 Özellikleri: Sinirlense Quel Est Le Meilleur Site De Rencontre Suisse. Çocuk Gelişimi Uzmanı Dilara Bilge, “Çocukta meydana gelen öfke ve inatçılık problemi, çocukların sorunu değil, bizim ona karşı olan yaklaşımımızdadır. Bu durumu değiştirmek de ebeveynlerin ve diğer yetişkinlerin tutumlarında yaptıkları değişikliklerle mümkündür” probleminin çok küçük yaşlardan itibaren başladığına dikkat çeken Çocuk Gelişimi Uzmanı Dilara Bilge, “Bu problem 2-3 yaş sendromlarıyla birlikte karşımıza sıklıkla çıkabilmektedir. Öfke problemi ve inatçılık dediğimiz durumlar, çocuğun istediği şeyi aldırana kadar ya da istediği şeyi yapana kadar ağlaması, kendine veya çevresindeki insanlara zarar vermesi, eşyaları vurup kırması, nefesini tutması, çığlık atması gibi davranışlardır. Çocukların bu davranışlarının altında yatan temel sebepler; ebeveynlerinden ve öğretmeninden ilgi görmek istemesi, ebeveynlerle girilen iktidar mücadelesi, bu davranışları gösteren çevresindeki yetişkinleri rol model alması, şiddet içerikli televizyon programları ve oyunları takip etmesi, her istediği yerine getirilen, kural ve disiplinden uzak aşırı hoşgörülü yaklaşımla yetiştirilmeleri olabilir" diye konuştu. Çocuğa karşı tutarlı davranın"Çocuklarda meydana gelen öfke ve inatçılık sorunu aslında çocukta değil bizim ona karşı olan yaklaşımımızdadır" diyen Bilge şunları söyledi "Ve bu durumu değiştirmek de ebeveynlerin, çocukla ilgilenen diğer yetişkinlerin tutumlarında yaptıkları değişikliklerle mümkündür. Bu konuda ki en önemli kural çocukla ilgilenen bütün yetişkinlerin tutarlı davranmasıdır. Koyulan kuralların ve oluşturulan düzenin hiç kimse tarafından esnetilmemesi gerekir. Unutmayın zamanında alınmayan önlemler çocuğunuzun yetişkinlik dönemlerinde de bu davranış problemlerini sürdürmesine, iletişim problemleri olan, anlayışsız ve uyumsuz bireylere dönüşmesine sebep olur” HAYAT Alzaymırı önleyebilecek yeni hücre keşfedildi HAYAT 'Selfie'den sonra yüzle ilgili takıntılar arttı HAYAT En fazla normal doğum yaptıran doktora ödül Çocuk ergenliği de denilen İnat Dönemi’ 2-4 yaş aralığında görülen genellikle çocukların ısrarcı bir tutum izlediği, kendi bildiğini okuduğu, iletişim kurmakta güçlük çektiği ve istediği şeyi elde etmek için sürekli ağlama nöbetleri geçirdiği bir dönemdir. Bu evre çocukların bağımsız olduklarını farketmeye başladıkları ve yoğun kimlik savaşı verdikleri çeşitli zorluklar eşliğinde ilerleyen bir yapıdadır. Genel tabloya bakıldığında; çocuğun kimlik gelişimi açısından önemli kazanımlar elde ettiği sağlıklı bir süreçtir. Süreci olumsuz kılan; işlevsel olmayan ebeveyn tutumlarıdır. Çocuklarda 18-30 ay arası bir sürede gelişen inatlaşma hali; ilk 3 sene içersinde belki de en zor, en heyecanlı ve en farklı tecrübeleri edinmenizi sağlayacak ve pek çok duyguyu aynı anda yaşamanıza neden olacak bir yapıdadır. Çocuklar inat dönemiinde her söylediğinize hayır diyerek kendi bağımsızlıklarını ve güçlerini sınamak ve size ne kadar önemli olduklarını göstermek için sınırlarınızı zorlarlar. Dil gelişiminin hızlanmaya başladığı, çocuğun duygu, düşünceler ve olaylar arasında bağlantılar kurmaya başladığı bu dönem uzun vaadede çeşitli kazanımlar edinmesini sağlamaktadır. Artık yavaş yavaş duygu ve düşüncelerini ifade etmeye başlayan çocuk her istediğinin gerçekleşmediğinin farkına varır. Bu engellenme çocuğun tepkisel davranmasına ve aile içi iletişimin aksamasına sebep olabilir. Kararlı ve tutarlı anne baba yaklaşımları ile çocuk; hem her istediğinin olamayacağını ve isteklerini erteleyebilmeyi hem de problem çözme ve çözüm üretme becerilerini dönemi sağlıklı geçirebilmenin püf noktaları;1- Kararlı ve İstikrarlı olun. Ebeveynler çocuklarına kararlı olduklarını ispatlamalı ve tutarlı davranışlar sergilemeli, bununla beraber babanın da sürece aktif dahil edildiği paralel yaklaşımlar Çocuk öfke nöbetleri geçirdiğinde dikkatini farklı yöne çekmeye çalışmalı ya da yapmaktan hoşlandığı bir kaç durum alternatif olarak "Hayır!" kelimesi olabildiğince az tekrarlanmalıdır. Örneğin "Hayır vazoyu kırma!" demek yerine "Vazoyu kırmayacağını biliyorum" gibi işlevsel cümleler Çocuk kendi başına yapmak istedikleri konusunda desteklenmelidir. Yemek yemek ve kendi kıyafetini seçmek gibi5- Çocuk bu evrede olabildiğince iyi gözlemlenmeli ve inadını körükleyecek her hangi bir söylemde Kalabalık bir yerde tutturma, inat ve huysuzluk davranışları ortaya çıktığında, ebeveynler insanların kendilerine baktığını düşünülerek geri adım atmamalı, bulunan ortamdan uzaklaşmalıdır. “Sakinleşene kadar arabada bekleyeceğiz."7- Çocuk herhangi bir konuda inatlaştığında problemi gidermek adına ilgi gösterilmemeli tam tersi çocuk sakinleştiği zaman yakınlaşmalı ve ilgi Çocuğa zaman zaman yaşı ve motor becerileri göz önünde bulundurularak çeşitli görevler velirmeli ve sonrasında süreç takip Çocuklara emir cümleleri yerine soru cümleleri ile yaklaşılmalıdır. "Hemen gel!" demek yerine "Anne çağırınca ne yapıyorduk?" gibi. 10- Eğer problem eksilmeden, şiddetlenerek devam ediyorsa bir uzmandan yardım almalısınız. Ozellikle de 2-4 yaş arası çocuğu olan yakın çevremdeki arkadaşlarımdan duyduğum yakınma çocuğum çok inat , huysuz !Çocuğunuz dünyanın en sevimli bebeğiyken birden bire huysuz, asi ve sinirli bir çocuk haline dönüştüyse bir durup düşünmek gerek. Acaba neden ? Bir yerlerde yanlış mı yapıyoruz yoksa doğal ve o yas grubu cocuklarda sık gorulen bir durum mu...Biz anneler bu durumu içinden çıkılamayacak bir sorun gibi görüp, çocukla dışarıya çıkmanın birer eziyet olduğu kanısına varabiliyoruz zaman zaman. Böyle hissediyorsanız yalnız değilsiniz Çünkü cocuklar kendi kişiliklerini farkedip birer birey olduklarını dış dünyaya kanıtlama çabasındayken biz ebeveynler çaresiz hissedebiliyoruz. Kim bu çaresizliğe hiç ummadığı bir zamanda ve mekanda düşmek ister ki Herkes kendince yöntem bu durumların geçici olduğu tesellisi ile süreci doğru yönetmek yapabileceğimiz tek kim olduğunu göstermek için verdikleri onca uğraşı minnoş bir varoluş mücadelesi gibi düşünüp anlayışla karşılamak bizi de sevdiği şeyleri bile sunsanız reddedebilecek bir dönemde olabiliyor , ne kadar sabırlı davransanız da vurma, bağırma, ağlama nöbetlerine girme eğilimlerinde ağlama nobetlerinde çocukları kendi kendilerine sakinleşmeleri için kendi haline bırakmayı oneriyorlar Ben bu tarz donemler yasadıgımda elımden geldiğince sabırlı olmaya çalışarak sakinleştirme yöntemlerimi devreye sokuyorum. Bende işe yarayan bu yöntemleri sizinle de paylaşmak isterim.*Uyku saati geçtiği için huysuzluk yapıyorsa tüm fiziksel aktiviteleri yavaşlatıp sakinlik kazanabileceğimiz sessiz bir odaya geçiyoruz. Evdeysek zaten direkt onun odasına. Uyku rutini için pijama giymek, sevdiği bir kitabı okumak ve huzurlu bir uyku müziği açmak kızımda işe yarıyor.*Okulda arkadaşları ile yaşadığı olumsuz bir durum mu oldu? Oyuncak kavgası gibi minik kavgalar bu yaş grubu cocuklarda olabiliyor. İstemeden birbirlerinin yüreklerini kırabiliyorlar ama şanslı ki cocuklar cabuk affediyor. Eğer yaşadığı gergin günü size şiddet eğilimi ile yansıtıyorsa siz de onu dinleyip anladığınızı hissettirebilirsiniz. Ben yansıtma tekniğini kullanıyorum, bana zarar vermek istediği için değil yasadıgı seyın onu nasıl incittiğini gostermek için o davranışı sergilediğini anlıyorum. Anlaşıldığını hisseden cocugum da sakinleşiyor ve bakış açısını değiştiriyor.*Ozellikle de hasta ise çocuklar huysuzlasabiliyor. Hani eskilerin bir söz var hasta oluğuna değil; huyunu değiştiğine yanarım diye. İşte bu donem bizim için de zor olabiliyor. Bu donemde yemek yemeyi reddedebiliyor. Ben yedirmeye kalksam, kaşığı ittiriyor. Ona yemek yedirmeden iyileşemeyeceğini düşünen ben ve benim gibi anneler için zor olan bu süreçte bulduğum tek çözüm; öğün aralarında abur cubur vs vermeden acıkmasını beklemek ve o surecte yemek yemesını saglamak oluyor. Bir de vitamini proteini bol bir kaç lokma boğazına girdiyse yetinmeyi öğrendim *Ola ki herhangi gergin bir diyaloga denk geldi; o zamanlarda da cocuklar tepkisel davranabiliyor. Ozellikle de ebeveynler arasında zaman zaman oluşan tartışmalara çocuklar sahit olabiliyor. Tartışmanın sonunda bir uzlaşma yaratmak ve kucaklaşıp olayı tatlıya bağlamak da güzel bir sonuc almamıza yarayabilir. Birbirini seven insanların da zaman zaman anlaşmazlığa dusebileceğini ama sonra konuşarak anlaşıp sorunu çözebileceğine bundan daha güzel örnek olamaz * Hayır dediğiniz bir konuda istediğini yaptırana dek her türlü yalvarış, demogoji, huysuzluk ve ters tepki gosteren yavruya karşı tutumunuz nasıl ? Sağlığı ya da guvenliği için uygun olmayan bir şeyi yapmasına, almasına izin vermediğimiz zaman sonunda aman ağlamasın sussun diye dediğini mi yapıyorsunuz? Ben yapmıyorum. Anlatıyorum neden hayır dediğimi ve mantıklı bulması için ugrasıyorum. Yok olmadı ilgisini dagıtıyorum illa ki daha ilginç ve eglenceli bir konu buluyorum sonucta vazgeçiyor İşte bu tarz durumlar sizde bizde birçok ailede yasanan durumlar. Ve doğal Minik yavrularımıza kızmayalım; onları anlamamız için daha cok sabra ve taktiğe ihtiyaç bunu biliyoruz ; kendimize motivasyon kaynakları yaratalım... Ancak mutlu bir anne mutlu bir ailenin temelini oluşturabilir unutmayalım O zaman şimdi rahat bir nefes alıp onları sevgi ile buyutmeye devam edebiliriz Ne dersiniz?Sevgiler,Serap Oğuz Tanserapoguztanmutluannelerplatformumutluvilla Su grubunda yer alan akrep burçları birçok duyguyu bir anda yaşayabilirler. Yani sinirli oldukları zaman bir anda sakin bir yapıya geçebilirler. Bununla birlikte akrep burçları aşırı derecede kuşkucu olarak bilinir. AKREP BURCU SU GRUBU MU? Burçlar grup olarak dörde ayrılır. Bu dört grup içerisinde ateş, hava, su ve toprak yer alır. Su gurubunda yer alan burçlar ise akrep, yengeç ve balık olarak bilinir. Bunun için 24 Ekim - 22 Kasım tarihleri arasında doğmuş olan akrepler su grubuna dahil olur. AKREP BURCU ARKADAŞ UYUMU NASILDIR? Akreplerin arkadaşlık uyumları fena değildir. Ancak bildiklerini yapmaktan çekinmezler. Bunun için onlarla arkadaşlık ederken sularına gitmeniz gerekir. Çünkü uzlaşmayı pek sevmezler. Onlara doğru gelen her şey için inatlaşmaları mümkündür. Ancak arkadaşlarına haksızlık yapıldığı zaman hemen korumacı olurlar. Bundan dolayı akreple arkadaş olmak mümkündür. AKREP BURCU SİNİRLİ MİDİR? Akrep burcu yerine göre sinirli olan bir burçtur. Özellikle kendilerine haksızlık yapıldığında çok kızarlar. Bu kızgınlıkları kolayca yüzlerine yansır. Bunun için duruma göre sinirli veya sakin olabilirler. Birazda kuşkucu oldukları için karşıdaki kişiyi yanlış anlayıp sinirli olabilirler. Akrep burçları haksızlık yapılmasını hiç sevmezler. Bunun için haksızlık olan ortamlarda agresif olmaları mümkündür. Bunun dışında sevdiklerine karşı korumacı olurlar ve yeri geldiğinde çok eğlenceli tavırlar sergileyebilirler. AKREP BURCUNUN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ NELERDİR? Akrep burçlarının en merak edilen özellikleri arasında fiziksel özelliklerini saymakta mümkündür. Çünkü bu burcun fiziksel özellikleri onları daha iyi tanımaya yardımcı olur. Akrep burcunun dikkat çeken fiziksel özellikleri ise şöyledir; Saçları genelde siyah renktedir. Orta veya uzun boylu yapıda oldukları görülür. Bedenleri genelde kalındır. Yüzleri ise yuvarlak bir yapıya sahiptir. Bakışlarında çekicilik vardır Psikolog Elif Kandaz Yeni Anne Dergisine anlattı… İnatlaşma, her yaşta ve her insanda ortaya çıkabilecek bir davranış. Genetik bilimciler inat geninin varlığım, davranış bilimcilerse inadın daha çok sonradan öğrenilen bir davranış olduğunu savunuyorlar. Neden ne olursa olsun bu, çocuklarımızın özellikle bazı konularda aşırı inatçı ve ısrarcı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. İNATLAŞMALAR İLETİŞİMSİZLİĞE YOL AÇAR İnatlaşma sürecine giren çocuğun kimi zaman neyi istediğini bilmemesine rağmen, sadece karşısındaki kişiyle zıtlaşmak için bile inatlaşabileceği-ne dikkat çeken Uzman Psikolog Elif Kandaz "Buna karşılık olarak da, farkında olmadan birçok ebeveyn çocuklarıyla gereksiz yere çatışmaya girer. Hem kendilerini hem çocuklarını yıpratırlar. Araştırmalar ebeveynlerin ısrarı ve inatlaşmaların çocukta strese sebep olan maddelerin salgılanmasına yol açtığım, çocuğun büyümesini ve gelişmesini olumsuz etkilediğini ortaya koymuştur. Asim da belirli bir yaş grubunda doğal olan inatlaşma ebeveyn ve çocuk arasında iletişimsizliğe ya da çocukta özgüven problemlerine de yol açabilir." şeklinde konuşuyor. Birçok konuda olduğu gibi giyim konusunda da çocuklar yaz ya da kış demeden istedikleri kıyafetleri giyme konusunda ebeveynleriyle inatlaşma sürecine gerebileceklerini söyleyen Elif Kandaz, "Çocuğun inatlaşma döneminde olmasının çocuğa hiç 'hayır' denilmeyeceği anlamına gelmemektedir, ancak bazı noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Giyim konusunda koyulan kurallar gerekli ve tutarlı olmalıdır." diyor ve bu kuralları sıralıyor KARAR KISA VE NET OLMALİ Bu kuralların nedenleri kısa ve net olarak çocuğa açıklanmalı hatta bazı kurallar çocukla birlikte koyulmalıdır. Çocuğun giymeyi istediği fakat sadece ebeveyn için gereksiz görülen kıyafetler konusunda yasaklamaların getirilmesinden kaçınılmalıdır, çünkü bir süre sonra çocuğun giymek istediği her kıyafete "hayır" denirse, bu durum çocukta yanlış yaptığı duygusunu ortaya çıkartır. Önemli olan bir noktada çocukla iletişim halindeyken olumsuz cümleler yerine olabildiğince olumlu cümlelerle anlatmaya çalışılmalı. Çocukla çatışmaya girildiğinde onun sadece bir çocuk olduğunu unutmadan ve öfkeli bir tavır takınmadan, yumuşak ve uzlaşmacı bir ses tonuyla konuşmaya ö/en gösterilmelidir. Amaç çocuğa kimin güçlü kimin güçsüz olduğunu göstermek değil, o anda elde edemeyeceği bir şeyden vazgeçmesini sağlamak olmalıdır, İslediği kıyafetin neden giydirilemeyeceği basit bir şekilde açıklanmalı ve bu açıklama yapılırken mutlaka bu durumdan dolayı ne kadar üzgün olduğu da belirtilmeli. Aslında çocuğun giymek istediği kıyafeti ebeveynin de istediği ancak o sıradaki şartların buna uygun olmadığı anlatılmalı. Böylece çocuğun ebeveynle duygusal bir paylaşıma girmesi sağlanacak ve ebeveyni kendisine sürekli karşı olan bir düşman gibi görmesi engellenecektir. Çocuğa yapılan gerekli açıklamalardan, üzgün olunduğu belirtildikten ve kararlılığın hissettirilmesinden sonra biraz zaman tanınmalıdır. Bir süre sonra çocuk yeniden istediğini elde etmek konusunda ebeveynle inatlaşmaya başlayabilir. Böyle bir durumda hiç tepki verilmemelidir. Birkaç denemeden sonra vazgeçecektir. Bir başka öneri de, çocuğa kıyafet seçimi konusunda seçenek sunulmasıdır, böylece çocuk kendisinin bağımsız bir birey olarak tanıdığını, kararlarına saygı duyulduğunu düşünecektir. Kendisiyle ilgili kararlan verebildiğini ve seçimine öncelik tanındığını düşünerek inatlaşmaktan vazgeçecektir. Sunulan seçenekler ne kadar az olursa çocuğun karar verme süresi o kadar kısa olur. Sunulan seçeneklerin, herhangi birinin seçilmesi durumunda ebeveyn kendisinin de onayladığı seçenekler olmasına dikkat etmelidir M tekrar bir inatlaşma sürecine girilmesin. Haftalık giyim programı da uygulanabilir. Pazar gününden başlayarak o hafta boyunca giyeceği kıyafetler belirlenebilir. Yine çocukla birlikte seçenekler sunma şeklinde olması daha efektif olacaktır. 5 talanı kıyafet ayrılır ve bu kıyafetler ayrı bir yere koyulabilir, çocuğa da kıyafetlerin konduğu yer tanıtılmalı ve pazartesi günü ilk uygulamaya başlanmalıdır. Bu kural uygulanmaya başladığında çocuk kimi zaman ebeveyni denemek amaçlı, diğer dolaptan giyinmek için ısrar edebilir. Bu noktada kuralın bozulmaması ve yine o seçilen kıyafetlerden giyinilmesinin sağlanmasının allı çizilmelidir. Çocuk bu inat sürecinden sonra bu kuralı kabul edecektir. Çocukla giyim konusunda inatlaşmamak için koyulan kurallarda çok ayrıntıcı olunmam alıdır. Çocuğun istediği gibi davranması ve özgürlüğünü yaşaması da sağlanmalıdır. Bu durum ileride kendi kararlarını kendi verebilen, çevresinden çok etkilenmeyen, bilinçli bir birey olmasını sağlar. ÖNCE HAYIR SONRA EVET DEMEK İnatlaşma sürecinde, inadın şiddet süresi ve krize sebep olan sorunun nasıl çözülebileceği önemlidir. Çocuk, ebeveynin onaylamayacağı bir kıyafeti giymeye yöneldiğinde en i iyi yöntem çocuğun dikkatini dağıtmaktır. Bu bir çizgi film, bir kuş, bir kedi, sevdiği bir yiyecek veya oyun gibi herhangi bir şey olabilir, Mesela, çocuk ebeveyn tarafından onaylanmayan bir kıyafeti giymeye kalkıştığında, uygun bir dille çocuğa giyebileceği alternatif bir şey önerilmelidir. Başta "hayır" denilen bir kıyafete daha sonra "evet" dendiğinde, çocuğun da bir sonraki konuda isteği gerçekleşene kadar inatlaşma yoluna gitmesi söz konusu olur. Yayınlanma Tarihi 10 Mayıs 2011 Salı, 0730

çocuğum çok sinirli ve inatçı