çok gezen bilir ile ilgili yazı
Çok okuyan mı, gezen mi, söyleyen mi? Okumuş olmak bir zamanlar benim için çok şey ifade ederdi. Çok kitap okuyan insana hep ayrı bir ilgi duyardım mesela. Zaman, okuyanın değil okuduğunu özümseyen, onu hayatına katabilen insanın makbul olduğunu usul usul acıtarak da olsa gösterdi.
Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?” konusunu gruplar oluşturarak tartışınız. Tartışma sırasında düşüncelerinizi uygun şekilde ifade etmeye ve farklı bakış açılarına hoşgörüyle yaklaşmaya özen gösteriniz. Tartışma sonunda grupların bakış açılarını yazınız. 1. grup çok gezen bilir
Çokyaşayan bilmez, çok gezen bilir Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir [1] Çok gezen, çok yer gören, çok şey öğrenir. Çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilmez. Kaynakça . Aksoy, Ömer Asım (1995). Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü 2 Deyimler Sözlüğü. İstanbul: İnkılâp Kitabevi. ISBN .
2days agoMeteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) hava durumu tahminlerini yayınladı. Buna göre öğle saatlerinden itibaren Van'ın doğu kesimleri ile zamanla Edirne ve Çanakkale çevreleri ile Samsun
Çok gezen mi bilir çok okuyan mı bilemeyiz ama seyahat etmenin faydalarını anlatmakla bitiremeyeceğimiz kesin. Seyahat etmeyi bir hobiden ziyade yaşam felsefesi olarak düşünmelisiniz. Yeni yerler görmek, farklı kültürlerle kaynaşmak size bambaşka bakış açıları kazandıracak, hiç olmadığınız kadar açık fikirli olmanıza zemin hazırlayacak. Seyahat etmenin yerini ne
Quel Est Le Meilleur Site De Rencontre Suisse. Gazetemiz yazarı, usta sanatçı Müjdat Gezen; 8 Ağustos Pazartesi tarihli, Ayna tutmak’ başlıklı yazısında, yakın dostu Avukat Celal Ülgen'in koronavirüse yakalandığını haberi, "Can dostum Celal Ülgen korona oldu" ifadeleriyle paylaşan Gezen, "Hemen en iyi gelecek ilaçları söyledim ona. Ayrıca kızı ve avukatım Deniz Şeren’e de yazdırdım. Ben o iki ilaçla hemen ayağa kalkmıştım. Umarım Celal’e de iyi gelecek" dedi."CELAL BİR AN ÖNCE İYİLEŞMELİ Kİ...""Hastalık konusunda çok evhamlıyım" sözlerini kullanan Gezen, "Bir dostum hasta oldu mu ben de oluyorum. Celal bir an önce iyileşmeli ki iyiliklerine devam edebilsin..." temennisinde bulundu."CELAL’İ ÜZMEYE ÇALIŞTILAR AMA SÖKMEDİ"Usta sanatçı, yazısına şöyle devam etti"Başka bir avukat diğer bir avukata saldırıyorsa saldıranın kimliğine bakmak lazım. Celal’i üzmeye çalıştılar ama sökmedi. İyi avukat olduğundan çok iyi insandır o. Eşi Perihan, kızı Deniz, oğlu, torunları... Onlar çok iyi bir aile. Gözümüz gibi bakmamız lazım. Geçmiş olsun kardeşim. Şifalı ol bir an önce."Müjdat Gezen'in 8 Ağustos Pazartesi tarihli, Ayna tutmak’ başlıklı yazısının tamamını okumak için tıklayın.
Dilimizde olumlu anlamda kullanılır bu birleşik sözcük. Hani yol göstermek, fikir anlatmak gibilerden. Oysa biz çocukluk yıllarımızda somut olarak, fiilen ayna tutardık. Elindeki cep aynasına güneşin ışığını alırsın, karşı penceredeki kıza ayna tutarsın. Eğer o da sana kendi aynasıyla yanıt verirse, iş tamamdır. Zaten dokuz on yaşlarındasın oğlum. Ne işi tamamdır acaba?.. İşte tam 20 yıl bu hükümet bize gerçek anlamda, somut olarak fiilen ayna tuttu. Gözümüzü aldı. Kandık. Gözün kamaştı mı bir şey göremezsin. Ama şimdi televizyon röportajlarına bakıyorum, işler biraz değişmiş. Gözüne ayna tutulanların gözü açılmış. “Elim kırılsaydı da...” diye devam eden söylemler bitmek bilmiyor. Millet uyandı. Bunların hiç şansı yok artık. Birinin gözüne ayna tutulması çocukluk anısıdır, o kadar. Ama akıl tutulması farklı bir durum. Başımızdakiler tam da orada şimdi. Abuk sabuk konuşup duruyorlar. İnsan içine çıkacak halleri yok. Mesela ben Kenan devrinde tutuklanıp hapis yattım. Ama Evren’e kızmadım hiç. Çünkü günahını almayayım, pek akıllı biri değildi. Saçma sapan bir adamdı. Ama bunlar kurnaz. Yıllarca insanları “Allah’ın adıyla” kandırdılar ve hâlâ devam ediyorlar ama nafile. Bunları “nafile namazı” bile kurtaramaz. Yolları açık olsun. Bizden ırak olsunlar başka bir şey istemez...Not Nafile namazlarında büyük sevap vardır ama bu kadar günah işlenince, nafile namazı da nafile dostum Celal Ülgen korona oldu. Hemen en iyi gelecek ilaçları söyledim ona. Ayrıca kızı ve avukatım Deniz Şeren’e de yazdırdım. Ben o iki ilaçla hemen ayağa kalkmıştım. Umarım Celal’e de iyi gelecek. Hastalık konusunda çok evhamlıyım. Bir dostum hasta oldu mu ben de oluyorum. Celal bir an önce iyileşmeli ki iyiliklerine devam edebilsin... Başka bir avukat diğer bir avukata saldırıyorsa saldıranın kimliğine bakmak lazım. Celal’i üzmeye çalıştılar ama sökmedi. İyi avukat olduğundan çok iyi insandır o. Eşi Perihan, kızı Deniz, oğlu, torunları... Onlar çok iyi bir aile. Gözümüz gibi bakmamız lazım. Geçmiş olsun kardeşim. Şifalı ol bir an önce. LEYDİ MERY’Türk sanat müziğinin en önemli bestecilerinden biri Teoman Alpay’dı. Bir gün “Samanyolu” diye bir beste yapıyor. Parasız günleri. Besteyi müzisyen Metin Bükey’e satıyor. Bükey bu şarkıyı Berkant’a plak yapıyor. Stadyumlar dahil her yerde çalınıyor şarkı. Öyle ünlü oluyor ki, bir yabancı şarkıcı tarafından İngilizcesi “Ooo Leydi Mery” diye okunuyor ve dünya tanıyor şarkıyı. Ben bu haftanın yazısını yazarken radyoda yabancı bir kanalda bu çalıyordu. Hem Teoman Ağabey’i, hem Metin Bükey’i, hem Berkant’ı andım. Ne güzel iş yapmışlar. Şarkılar yaşatır...RECEP EFENDİ“Atma Recep, din kardeşiyiz” sözü nereden gelmektedir?Anlatılan odur ki, Recep Efendi ismindeki zatı muhterem Galata semtinde ikamet etmektedir. Recep’in kötü bir huyu vardır Yalan. Durup dururken atmakta, sallamakta, yalan söylemektedir. Yaşadığı bölge çoğunlukla, Rum, Ermeni, Yahudi, Levanten gibi topluluklardan oluşmaktadır. Recep Efendi kentin karşı yakasına taşınır. Burası tam bir Müslüman mahallesidir. Recep Efendi kısa sürede burada da yalanlarını sürdürür. O kadar yalan söylemektedir ki, bu gün dediğinin yarın tam tersini söyler ve kimse gıkını çıkarmaz. Bir gün kıraathanede muhabbet açılır. Recep Efendi de oradadır. Başlar atmaya. Artık öylesine şeyler söyler, öylesinebol keseden atar ki, mahallenin yaşlılarından biri dayanamaz, nargilesini yana bırakır ve Recep Efendi’ye dönerek “Bu sefer ipin ucunu kaçırdın, atma Recep, din kardeşiyiz” der. İşte o meşhur söz buradan gelmekteymiş. Ben de yalancıların, pardon söyleyenlerin ANIL“Rüya gibi uçan yıllar, biraz durun, durun biraz...”Avni Anıl babamın dostu idi. Sonra biz dost olduk. Ankara’da çalışıyorum. İzmir’de jübilesi var “Senin sunmanı isterim” dedi. İşimden izin alıp gittim İzmir’e. Fuar Açıkhava Tiyatrosu ağzına kadar dolu. Yaptım işimi, döndüm Ankara’ya. Onu en son Darüşşafaka’nın hastane bölümünde Müzeyyen Senar Abla’nın yanında gördüm. Leyla ile ziyaretine gitmiştik. Avni Abi de o gün bir rastlantı olarak oradaydı. Resimler çektirdik, sohbet ettik. Sonra o da rahatsızlandı. İkisi de bize veda ettiler. Avni Anıl, Türk sanat musikisine çok değerli eserler kazandırmış büyük bir bestecidir. Kimi müzik adamlarına göre, Selahattin Pınar kıratındadır. Dilinize takılan bestelere şöyle bir bakın altında Avni Anıl imzasını görebilirsiniz. Müziğin büyüklüğü buradan geliyor işte. Yıllar sonra, bestecisi aramızdan ayrılmış gitmiş. Besteleri hâlâ söyleniyor. Ben alaturkacıyım. Diğer müzikler konusunda da iyiyimdir ama bizim müziğimiz bana daha efkârlı geliyor. Mihrabım Diyerek-Safa Geldiniz Dostlar-Akşamın Olduğu Yerde-Dilşad Olacak Diye-Bir Ateşim Yanarım-Biraz Kül Biraz Duman-Ne Yeşili Ne Siyahı Gözümde Hep Gözleri Var-Öyle Dudak Büküp Hor Gözle Bakma...Ve daha yüzlerce eser. Avni Abi geldi birden aklıma. Nasıl sığdırmış o ömre bu kadar güzel besteyi diye düşündüm. Rahat uyuyordur.
7. Sınıf Türkçe “Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” atasözünü metin ile ilişkilendirerek yorumlayınız. konusunu kısaca ve uzun ele alacağız.“Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” atasözünü metin ile ilişkilendirerek yorumlayınız. konusu ile ilgili kısaca bir yazı örneği ;Cevap İnsanlar okuyarak birçok bilgiye erişebilirler okumak insana birçok şeyi öğretebilir. Fakat öğrendiklerini tekrar etmediği sürece bu bilgiler bir süre sonra unutulur gören bir insan hayatı yolculuklarda geçtiği için bu süre zarfında hem okur, hemde gezdiği yerlerin bilgilerini görsel olarak öğrendiği için bunlar yalın bilgi değil hatıra olacaktır. İnsan beyni hatıraları kolay kolay silmediği için bu bilgiler hatıra kalır.“Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” atasözünü metin ile ilişkilendirerek yorumlayınız. konusu ile ilgili uzun bir yazı örneği ;Cevap Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı sorusunun cevabını arayalım. İnsanlar genellikle çok okuyan bilir gibi bir kanı içerisine sevgimizi bu soruyla arttırmaya çalışırlar, fakat bu ikilemde mantıklı olarak düşündüğümüzde bu ikilem yan yana gelmemelidir. Bu ikisi de birbirinden ayrı olgulardır. Çok gezen insan hayatının önemli bir kısmını yolculuk yaparak geçirir. Yaşadıkları, gördükleri ona tecrübe edinmesini gördüğü yerler görsel hafızasıyla kaydolduğu için bu bilgiler taze kalır. Çok okuyan insanlar ise kitaplardan birçok bilgiye kolaylıkla ulaşabilir. Bilgiye pratik ulaşabilmesinin yanı sıra gezen kadar detaylı bilgiye sahip değildir, hafızasında bu bilgiler taze kalmayabilir. Okuyan insanın hafızasının alabileceği bir kapasite vardır. Doğal olarak bir süre sonra öğrendiği bilgileri unutacaktır. “Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” atasözünü metin ile ilişkilendirerek Hakkında Soru Sormak İster Misiniz ? Yorum ve Düşüncelerinizin Bizim İçin Ne Kadar Değerli Olduğunu Biliyor Musunuz ? Destek ve Yorumlarınız için Tıklayınız...
Oluşturulma Tarihi Şubat 10, 2021 0348Her atasözünün vermiş olduğu bir mesaj vardır. Bu mesajların iyi bir şekilde kavranması oldukça önemlidir. Çok gezen çok bilir atasözü sıklıkla kullanılan atasözlerinden bir tanesidir. Çok gezen çok bilir atasözünün anlamı nedir? Çok gezen çok bilir atasözü cümlede nasıl kullanılır? İşte, tüm insanlara öğüt verir ve kimin söylediği belli değildir. Ancak belli bir yaşanmışlık ve tecrübe sonucunda ortaya çıktığı aşikardır. Çok gezen çok bilir atasözü de bu amaçla söylenmiştir. Bu atasözünün cümlede doğru ve anlaşılır bir şekilde kullanılması için anlamının da iyi bir şekilde bilinmesi gerekmektedir. Çok Gezen Çok Bilir Atasözünün Anlamı TDK Nedir? İnsanların bilgi sahibi olması için pek çok yol vardır. Kitap okuyarak ya da araştırma yaparak bilgi edinmek bu yolların en bilindik olanıdır. Ancak sürekli gezmek yeni yerler görmek, yeni kültürlerle kaynaşmak, yeni insanlar tanımak da kişinin bilgi sahibi olmasını ve kendini geliştirmesini sağlamaktadır. Çok Gezen Çok Bilir Atasözünün Cümle İçinde Kullanımı Gezmeyi çok severdi, bilgileri ise çok gezen çok bilir atasözünü kanıtlar nitelikteydi.
Çok gezen mi bilir, yoksa çok okuyan mı? Hep tartışılan bu konuda fikriniz ne bilemem ama çok gezenlerin gerçekten çok şey bildiklerinden eminim. Yani seyahat etmenin, belki de en eğlenceli öğrenme metodu olduğu açıkça ortada. Peki, neden? Çünkü çok gezen bilgiyi bizzat yerinde görerek öğrenir. Çünkü seyahat etmeyi seven kişiler, bir şeyleri tecrübe ederek öğrendikleri için bilgileri çok daha kalıcı olur. Çünkü okuyarak öğrenildiğinde unutulabilecek pek çok şey, yaşanılarak öğrenildiği zaman akıllarda çok daha fazla yer eder. İşte bu nedenlerden dolayı çok gezenler gerçekten çok bilen kişiler olurlar. Bakış açıları çok daha geniş olan, yenilikler karşısında şaşırıp kalmayan ve zorluklar karşısında daha güçlü durabilen başarılı insanların çoğu bu niteliklerini seyahat ederek geliştirmişlerdir. Okul sıralarında tam olarak öğrenemedikleri pek çok şeyi deneyimleri sayesinde öğrenmişlerdir. Yeri geldiğinde dilini bile bilmediği biriyle iletişim kurabilen seyahat düşkünleri bu hobileri sayesinde çok gezenlerin çok bildiklerini doğrulamışlardır. Kısaca demek istiyorum ki, seyahat etmek kesinlikle bu dünyadaki en eğlenceli ve en iyi öğrenme yöntemleri arasındadır. Nedeni mi? İşte onları da aşağıda birlikte inceleyelim diyorum. Evet, hemen şimdi “seyahat etmek neden en iyi öğrenme metodları arasında” sorusunu bir bir cevaplayacağız. Siz de çok gezen bilircilerin haklı olduğunu gösteren işaretleri incelemeye hemen başlayalım diyorsunuz sanırım, öyle değil mi? Dil Öğrenirsiniz! Tamam, eğitim görerek, kurslara giderek, kendinizi farklı yollarla geliştirerek de dil öğrenebilirsiniz. Ancak bunların hiçbiri bir dili ülkesine giderek öğrenmenin yerini tutamaz. Mesela; eğitim hayatınız boyunca İngilizce eğitimi alıyorsunuz. Sorsanız, hepiniz iyi derecede İngilizce biliyorsunuz. Ama iş konuşmaya geldiğinde çok azınız kem küm etmekten öteye geçebiliyorsunuz. Yalan mı? Değil! Diğer taraftan, sadece başlangıç seviyesinde bir yabancı dil bilen ama birkaç ay yurt dışında bulunma fırsatı yakalayanlar ise kısa zaman içinde sular seller gibi konuşmaya başlıyorlar. İşte bu, seyahat etmenin en iyi öğrenme yöntemlerinden biri olduğunun ilk nedenidir. Farklı Kültürlerle Tanışırsınız! Sadece yabancı bir ülkeye giderek değil, kendi ülkenizin farklı bölgelerinde bulunarak da değişik kültürlerle tanışabilirsiniz. Onların yemeklerini, inanışlarını, kutlamalarını ve yaşayışlarını tecrübe ederek öğrenirsiniz. Bu şekilde, insanların kitaplarda yazılanlardan çok daha farklı inanışları olduğunu görür ve öğrendiklerinizi tam anlamıyla hafızanıza kazırsınız. Ne kadar çok farklı kültürle tanışırsanız, bakış açınızı o kadar genişletir, aynı şekilde hayata çok daha farklı gözlerle bakmaya başlarsınız. Tarih Öğrenmek Ne Demekmiş Anlarsınız! Okul sıralarında tarihle ilgili bir sürü şey öğrendiniz. Daha doğrusu, öğrenemeyip büyük ihtimalle ezberlediniz. Ancak seyahatleriniz sayesinde hayatınız boyunca unutamayacağınız tarihi bilgiler edinmiş olursunuz. Daha önce hiç görmediğiniz sokaklarda gezerken, müzeleri, tarihi binaları ziyaret ederken kitaplarda yazanlardan çok daha gerçek bilgilerle karşılaşırsınız. Tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolacağınız bu tecrübeler sayesinde tarih öğrenmek ne demekmiş gerçekten anlarsınız. Merak Ettiğiniz Hayatları Öğrenirsiniz! Özellikle de yurt dışı seyahatlerinizde! Merak ettiğiniz insanların hayatlarını öğrenirsiniz. Brezilyalıların püsküllü etek giyen kadınlardan ibaret olmadığını, Meksikalıların kafalarında şapkalarıyla sürekli şarkı söylemediklerini anlarsınız. Bütün Fransız kadınların şık giyinmediğini görürsünüz. Gerçeklerin filmlerde, ekranlarda gördüklerinizden çok daha farklı olduğunu anlarsınız. Yeni yerler gördükçe, dünyanın sandığınız kadar büyük bir yer olmadığını anlar ve kendinizi çok daha güçlü hissetmeye başlarsınız. Doğayı Keşfetmeye Fırsat Bulursunuz! Gittiğiniz yerdeki doğal güzellikleri anlamaya başlar, kitaplarda göremeyeceğiniz hayvan ve bitki türleriyle karşılaşır, gördüğünüz gizemler karşısında büyülenir kalırsınız. Sadece o yörede yetişen bir bitki türünü öğrenir, daha önce hiç tatmadığınız bir meyveyi tadar, hayatınızda gördüğünüz en ilginç ağacın dibinde oturursunuz. Nehirlerin, şelalelerin hikayelerini dinler, normalde bir dergide görseniz asla merak etmeyeceğiniz öyküleri can kulağıyla dinlersiniz. Çünkü hakkında bir şeyler öğreneceğiniz nesne tam karşınızdadır. Elinizi uzatsanız ona dokunacaksınızdır. İşte bu nedenden dolayı, seyahat etmek dünyanın en iyi öğrenme yöntemlerinin başında gelmektedir. İlk’lerinizi Yaşarsınız! Seyahat ettiğinizde, hayatınızın ilk’lerini yaşamak için fırsat bulursunuz. Daha önce ismini bile duymadığınız bir yemeği tadar, ilk kez bir filin üstüne biner, hayalini bile kurmadığınız bir sporla uğraşma cesareti gösterirsiniz. Hayatınızda ilk kez bir Hollywood yıldızıyla karşılaşır, ilk kez zenci bir bebekle birlikte kahkahalara boğulur, bir aslanın metre yakınına yaklaşırsınız. Yıllar boyunca unutmayacağınız bu deneyimler sayesinde kendinize bir sürü yeni şey katar, yaşlandığınızda sizi gülümsetecek binlerce anı biriktirmiş olursunuz. Sosyalleşmeyi Öğrenirsiniz! Yeni arkadaşlar edinme konusunda yeteneksiz olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz. Hatta belki biraz utangaçsınızdır. Ancak seyahat ettikçe, sosyal yeteneklerinizi geliştirecek ve hiç tanımadığınız insanlarla bile koyu sohbetler kurmayı öğreneceksiniz. Topluluk içinde nasıl davranacağınızı, insanlarla nasıl doğru iletişim kurabileceğinizi öğreneceksiniz. Anlayacağınız ne kadar çok seyahat ederseniz o kadar çok sosyalleşirsiniz. Bu nedenle özellikle de çekingen insanların diğerlerine göre daha fazla yolculuk yapması gerektiğini söyleyebilirim. Özgürlüğün Ne Demek Olduğunu Anlarsınız! Tamamen yabancı bir yere gittiğinizde ilk etapta belki korkarsınız. Etrafınızdaki herkes sizin için potansiyel bir tehlike anlamına gelebilir. Ancak zaman geçtikçe korkmanın yersiz olduğunu anlar ve bir yere bağlı kalmamanın ne kadar eğlenceli olduğunu fark edersiniz. O koskoca şehirde özgür olmak gerçekten tarif edilemez bir duygudur. Sırtınızda çantanızla istediğiniz her yere gidebilme özgürlüğü var ya, işte onu öğrenir ve bunun dünyanın en güzel hislerinden biri olduğunu yaşayarak tecrübe edersiniz. Farklılıkların O Kadar da Önemli Olmadığını Anlarsınız! Yeni kültürlerle tanıştıkça, farklılıkların o kadar da önemli olmadığını anlar, dünyanın üzerinde yaşayan bütün canlılara ev sahipliği yaptığını görürsünüz. Din, dil, ırk… Gerçekten bunların hiçbir önemi yoktur. Yüzyıllar öncesinde yaşanan savaşlar yüzünden insanların birbirinden nefret etmesine anlam veremez, karşınıza çıkan herkese aynı sevgiyle yaklaşmaya başlarsınız. Ve sizinle aynı düşüncede olan insanlarla tanıştıkça iyiliğe ve sevgiye daha çok inanmaya başlarsınız. Kendinizi Keşfedersiniz! Seyahatleriniz sırasında sadece yeni yerlere doğru değil aynı zamanda kendinize doğru da uzun bir yolculuğa çıkarsınız. Yani burada öğreneceğiniz tek şey, dil, tarih, coğrafya, kültürler, milletler değildir. Burada öğreneceğiniz en önemli şeylerden biri de bizzat sizsinizdir. Tek başına kaldığınızda, tanımadığınız insanlar arasında dolaşırken, belki de hiç bilmediğiniz özelliklerinizi keşfedersiniz. Bu dünyadaki yerinizi daha iyi anlar, ilişkilerinizi gözden geçirir, hatalarınızı görür ve gerçek sizle doya doya muhabbet edersiniz. İşte seyahat etmenin size katacağı en önemli kazanımlardan bir taneis de budur. Kendinize doğru yapacağınız uzun ve keyifli bir keşif yolculuğu! Seyahat etmeyi seviyor ama bunun için ne vaktiniz ne de paranız olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Ama emin olun ki, kendinize yapacağınız bu büyük yatırım için zaman ve para yaratmak tamamen sizin elinizde. Eğer gerçekten istiyorsanız, en azından yılda bir kez farklı bir ülkeye seyahat edebilir, geri kalan zamanlarınızda da ülkenizdeki güzelliklerle tanışmak için küçük yolculuklara çıkabilirsiniz. Sonuçta bu eğlenceli aktivite için harcadığınızdan çok daha fazlasını kazanacağınızdan yüzde yüz emin olabilirsiniz. Evet, ne diyorsunuz? Bu listeyi gördüğünüze göre çok gezen bilirciler sizce de düşüncelerinde haklı değiller mi?
çok gezen bilir ile ilgili yazı