ellezine yekulune rabbena innena amenna

Âliİmrân sûresi 16. ayetin Türkçe okunuşu, Arapça okunuşu ve meali. 15. Kul e unebbiukum bi hayrın min zâlikum, lillezînettekav inde rabbihim cennâtun tecrî min tahtıhel enhâru hâlidîne fîhâ ve ezvâcun mutahharatun ve rıdvânun minallâh (minallâhi), vallâhu basîrun bil ıbâd (ıbâdi). 120 İn temseskum hasenetun tesû’hum, ve in tusibkum seyyietun yefrahû bihâ ve in tasbirû ve tettekû lâ yadurrukum keyduhum şey’a (şey’en), innallâhe bi mâ ya’melûne muhît (muhîtun). 121. Ve iz gadavte min ehlike tubevviul mu’minîne makâide lil kıtâl (kıtâli), vallâhu semîun alîm (alîmun). 1 – İmam İskender Ali Mihr: Ve onlar: “Rabbimiz, eşlerimizden ve zürriyyetimizden bize göz aydınlığı bağışla ve. bizi muttakilere (takva sahiplerine) imam kıl.” derler. 2 – Diyanet İşleri: Onlar, “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara Belellezine keferu: lâkin, hayır, kimseler, hakikatleri görmemezlikten gelen ve kâlû Rabbena : dediler, rabbimiz, bizi vücudlandıran, ala ma yekulune Ellezineyekulune rabbena innena amenna fagfir lena zunubena ve kına azaben nar. Es sabirine ves sadıkine vel kanitine vel munfikine vel mustagfirine bil eshar. Şehidallahu ennehu la ilahe illa huve, vel melaiketu ve ulul ilmi kaimen bil kıst, la ilahe illa huvel azizul hakim. Quel Est Le Meilleur Site De Rencontre Suisse. ❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio ٱلَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَآ إِنَّنَآ ءَامَنَّا فَٱغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ ٱلنَّارِ Ellezîne yekûlune rabbenâ innenâ âmennâ fagfir lenâ zunûbenâ ve kınâ azâben nârnâri. 16-17 Bunlar, “Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru” diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde Allah’tan bağışlanma dileyenlerdir. Türkçesi Kökü Arapçası onlar ki الَّذِينَ derler ق و ل يَقُولُونَ Rabbimiz ر ب ب رَبَّنَا gerçekten biz إِنَّنَا inandık ا م ن امَنَّا bağışla غ ف ر فَاغْفِرْ bizden لَنَا günahlarımızı ذ ن ب ذُنُوبَنَا ve bizi koru و ق ي وَقِنَا azabından ع ذ ب عَذَابَ ateş ن و ر النَّارِ Diyanet İşleri Başkanlığı 16-17 Bunlar, “Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru” diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde Allah’tan bağışlanma dileyenlerdir. Diyanet Vakfı Bu nimetler Ey Rabbimiz! İman ettik; bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!» diyen; Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Onlar ki Rabbimiz, inandık iman getirdik; artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizleri o ateş azabından koru!» derler. Elmalılı Hamdi Yazır Onlar ki, Ey Rabbimiz! Biz inandık, iman getirdik, artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru!» derler. Ali Fikri Yavuz O takva sahipleri yalvararak “- Ey Rabbimiz, biz iman ve itaat ettik, bizim günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru derler. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Onları ki ya rabbena derler inandık iman getirdik artık bizim suçlarımızı bağışla ve o ateş azabından koru bizleri Fizilal-il Kuran Bu kimseler ´Ey Rabbimiz, inandık, günahlarımızı affeyle, bizleri Cehennem ateşinin azabından koru´ derler. Hasan Basri Çantay 16-17 O takvaaya erenler Ey Rabbimiz, biz îman etdik. Artık bizim günâhlarımızı yarlığa ve bizi o ateşin azabından koru» diyenler, sabredenler, imanlarında gerçek olanlar, Allaha itaatle boyun eğenler, infaak edenler, seharlarda Allahdan mağfiret isteyenlerdir. İbni Kesir Onlar ki Ey Rabbımız; biz gerçekten iman ettik, artık günahlarımızı bize bağışla ve o ateş azabından bizleri koru diyenler, Ömer Nasuhi Bilmen Onlar ki, Ey Rabbimiz! Biz muhakkak imân ettik, artık bizim günahları mağfiret buyur ve bizleri o ateş azabından koru,» derler. Tefhim-ul Kuran Ki onlar Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru» diyenler; اٰمَنَ الرَّسُولُ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْهِ مِنْ رَبِّه۪ وَالْمُؤْمِنُونَۜ كُلٌّ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَمَلٰٓئِكَتِه۪ وَكُتُبِه۪ وَرُسُلِه۪ۜ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ اَحَدٍ مِنْ رُسُلِه۪۠ وَقَالُوا سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَاِلَيْكَ الْمَص۪يرُOkunuşu Amener rasulu bi ma unzile ileyhi mir rabbihi vel mu’minun, kullun amene billahi ve melaiketihi ve kutubihi ve rusulih, la nuferriku beyne ehadim mir rusulih, ve kalu semi’na ve eta’na ğufraneke rabbena ve ileykel Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de iman ettiler. Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. Allahın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır» dediler. 2/285لَا يُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْساً اِلَّا وُسْعَهَاۜ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْۜ رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَٓا اِنْ نَس۪ينَٓا اَوْ اَخْطَأْنَاۚ رَبَّنَا وَلَا تَحْمِلْ عَلَيْنَٓا اِصْراً كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِنَاۚ رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلْنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِه۪ۚ وَاعْفُ عَنَّا۠ وَاغْفِرْ لَنَا۠ وَارْحَمْنَا۠ اَنْتَ مَوْلٰينَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِر۪ينَOkunuşu La yukellifullahu nefsen illa vus’aha, leha ma kesebet ve aleyha mektesebet, rabbena la tuahizna in nesina ev ahta’na, rabbena ve la tahmil aleyna isran kema hameltehu alellezine min kablina, rabbena ve la tuhammilna ma la takate lena bih, va’fu anna, vağfir lena, verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı hayır kendine, yapacağı şer de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! 2/286رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ اِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةًۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُOkunuşu Rabbena la tuziğ kulubena ba’de iz hedeytena veheb lena mil ledunke rahmeh, inneke entel şöyle yakarırlar Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfu en bol olan sensin. 3/8رَبَّنَٓا اِنَّكَ جَامِعُ النَّاسِ لِيَوْمٍ لَا رَيْبَ ف۪يهِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُخْلِفُ الْم۪يعَادَ۟Okunuşu Rabbena inneke camiun nasi li yevmil la raybe fih, innellahe la yuhliful Gelmesinde şüphe edilmeyen bir günde, insanları mutlaka toplayacak olan sensin. Allah asla sözünden dönmez. 3/9اَلَّذ۪ينَ يَقُولُونَ رَبَّنَٓا اِنَّـنَٓا اٰمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ النَّارِۚ Okunuşu Ellezine yekulune rabbena innena amenna fağfir lena zunubena ve kina azaben nimetler Ey Rabbimiz! İman ettik; bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!» diyen. 3/16اَلصَّابِر۪ينَ وَالصَّادِق۪ينَ وَالْقَانِت۪ينَ وَالْمُنْفِق۪ينَ وَالْمُسْتَغْفِر۪ينَ بِالْاَسْحَارِOkunuşu Essabirine ves sadikîne vel kanitine vel munfikîne vel mustağfirine bil Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah´tan bağış dileyenler içindir. 3/17وَمَا كَانَ قَوْلَهُمْ اِلَّٓا اَنْ قَالُوا رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَاِسْرَافَنَا ف۪ٓي اَمْرِنَا وَثَبِّتْ اَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِر۪ينَ Okunuşu Ve ma kane kavlehum illa en kalu rabbenağfir lena zunubena ve israfena fi emrina ve sebbit akdamena vensurna alel kavmil sözleri, sadece şöyle demekten ibaretti Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla; ayaklarımızı yolunda sabit kıl; kâfirler topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl! 3/147فَاٰتٰيهُمُ اللّٰهُ ثَوَابَ الدُّنْيَا وَحُسْنَ ثَوَابِ الْاٰخِرَةِۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ۟Okunuşu Fe atahumullahu sevabed dünya ve husne sevabil ahirah, vallahu yuhibbul da onlara dünya nimetini ve daha da önemlisi, ahiret sevabının güzelliğini verdi. Allah, iyi davrananları sever. 3/148اَلَّذ۪ينَ يَذْكُرُونَ اللّٰهَ قِيَاماً وَقُعُوداً وَعَلٰى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هٰذَا بَاطِلاًۚ سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِOkunuşu Ellezine yezkurunellahe kiyamev ve kuudev ve ala cunubihim ve yetefekkerune fi halkis semavati vel ard, rabbena ma halakte haza batila, subhaneke fekina azaben Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken her vakit Allah´ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler ve şöyle derler Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru! 3/191رَبَّنَٓا اِنَّكَ مَنْ تُدْخِلِ النَّارَ فَقَدْ اَخْزَيْتَهُۜ وَمَا لِلظَّالِم۪ينَ مِنْ اَنْصَارٍOkunuşu Rabbena inneka men tudhilin nara fe kad ahzeyteh, ve ma liz zalimine min Ey Rabbimiz! Doğrusu sen, kimi cehenneme koyarsan, artık onu rüsvay etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur. 3/192رَبَّنَٓا اِنَّكَ مَنْ تُدْخِلِ النَّارَ فَقَدْ اَخْزَيْتَهُۜ وَمَا لِلظَّالِم۪ينَ مِنْ اَنْصَارٍOkunuşu Rabbena inneka men tudhilin nara fe kad ahzeyteh, ve ma liz zalimine min Ey Rabbimiz! Doğrusu sen, kimi cehenneme koyarsan, artık onu rüsvay etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur. 3/192رَبَّنَٓا اِنَّـنَا سَمِعْنَا مُنَادِياً يُنَاد۪ي لِلْا۪يمَانِ اَنْ اٰمِنُوا بِرَبِّكُمْ فَاٰمَنَّاۗ رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّـَٔاتِنَا وَتَوَفَّـنَا مَعَ الْاَبْرَارِۚ Okunuşu Rabbena innena semi’na munadiyey yunadi lil imani en aminu bi rabbikum fe amenna, rabbena fağfir lena zunubena ve keffir anna seyyiatina ve teveffena Meali Ey Rabbimiz! Gerçek şu ki biz, Rabbinize inanın!» diye imana çağıran bir davetçiyi Peygamber´i, Kur´an´ı işittik, hemen iman ettik. Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al, ey Rabbimiz! 3/193رَبَّنَا وَاٰتِنَا مَا وَعَدْتَنَا عَلٰى رُسُلِكَ وَلَا تُخْزِنَا يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ اِنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْم۪يعَادَ Okunuşu Rabbena ve atina ma veadtena ala rusulike ve la tuhzina yevmel kiyameh, inneke la tuhliful Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz sen vâdinden caymazsın! 3/194قَالَا رَبَّـنَا ظَلَمْنَٓا اَنْفُسَنَا وَاِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ Okunuşu Kala rabbena zalemna enfusena ve il lem tağfir lena ve terhamna lenekunenne minel Âdem ile eşi dediler ki Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz. 7/23وَاخْتَارَ مُوسٰى قَوْمَهُ سَبْع۪ينَ رَجُلاً لِم۪يقَاتِنَاۚ فَلَمَّٓا اَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ قَالَ رَبِّ لَوْ شِئْتَ اَهْلَكْتَهُمْ مِنْ قَبْلُ وَاِيَّايَۜ اَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ السُّفَـهَٓاءُ مِنَّاۚ اِنْ هِيَ اِلَّا فِتْنَتُكَۜ تُضِلُّ بِهَا مَنْ تَشَٓاءُ وَتَهْد۪ي مَنْ تَشَٓاءُۜ اَنْتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الْغَافِر۪ينَOkunuşu Vahtara musa kavmehu seb’îne raculel li mikatina, felemma ehazethumur racfetu kale rabbi lev şi’te ehlektehum min kablu ve iyyay, e tuhlikuna bima feales sufehau minna, in hiye illa fitnetuk, tudillu biha men teşau ve tehdi men teşa’, ente veliyyuna fağfir lena verhamna ve ente hayrul Musa tayin ettiğimiz vakitte kavminden yetmiş adam seçti. Onları o müthiş deprem yakalayınca Musa dedi ki Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de daha önce helâk ederdin. İçimizden birtakım beyinsizlerin işlediği günah yüzünden hepimizi helâk edecek misin? Bu iş, senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini saptırırsın, dilediğini de doğru yola iletirsin. Sen bizim sahibimizsin, bizi bağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin! 7/155وَاكْتُبْ لَنَا ف۪ي هٰذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْاٰخِرَةِ اِنَّا هُدْنَٓا اِلَيْكَۜ قَالَ عَذَاب۪ٓي اُص۪يبُ بِه۪ مَنْ اَشَٓاءُۚ وَرَحْمَت۪ي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍۜ فَسَاَكْتُبُهَا لِلَّذ۪ينَ يَتَّقُونَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَالَّذ۪ينَ هُمْ بِاٰيَاتِنَا يُؤْمِنُونَۚOkunuşu Vektub lena fi hazihid dunya hasenetev ve fil ahirati inna hudna ileyk, kale azabi usibu bihi men eşa’ ve rahmeti vesiat kulle şey’ fe seektubuha lillezine yettekune ve yu’tunez zekate vellezine hum bi ayatina yu’ Bize, bu dünyada da iyilik yaz ahirette de. Şüphesiz biz sana döndük.» Allah buyurdu ki Kimi dilersem onu azabıma uğratırım; rahmetim ise her şeyi kuşatır. Onu, sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım. 7/156رَبِّ اجْعَلْن۪ي مُق۪يمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّت۪يۗ رَبَّـنَا وَتَقَبَّلْ دُعَٓاءِOkunuşu Rabbic’alni mukîmes salati ve min zurriyyeti rabbena ve tekabbel dua’.Meali Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamı kabul et!» 14/40رَبَّـنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟Okunuşu Rabbenağfir li ve li valideyye ve lil mu’minine yevme yekumul Ey Rabbimiz! Amellerin hesap olunacağı gün beni, ana babamı ve müminleri bağışla!» 14/41اِنَّهُ كَانَ فَر۪يقٌ مِنْ عِبَاد۪ي يَقُولُونَ رَبَّـنَٓا اٰمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَۚOkunuşu İnnehu kane ferikum min ibadi yekulune rabbena amenna fağfir lena varhamna ve ente hayrur Zira kullarımdan bir zümre Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi affet; bize acı! Sen, merhametlilerin en iyisisin, demişlerdi. 23/109اِنّ۪ي جَزَيْتُهُمُ الْيَوْمَ بِمَا صَبَرُٓواۙ اَنَّهُمْ هُمُ الْفَٓائِزُونَ Okunuşu İnni cezeytuhumul yevme bima saberu ennehum humul Bugün ben onlara, sabrettiklerinin karşılığını verdim; onlar, hakikaten muratlarına erenlerdir. 23/111وَقُلْ رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَ Okunuşu Ve kur rabbiğfir verham ve ente hayrur Resûlüm! De ki Bağışla ve merhamet et Rabbim! Sen merhametlilerin en iyisisin. 23/118قَالَ رَبِّ اِنّ۪ي ظَلَمْتُ نَفْس۪ي فَاغْفِرْ ل۪ي فَغَفَرَ لَهُۜ اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّح۪يمُOkunuşu Kale rabbi inni zalemtu nefsi fağfirli fe ğafera leh, innehu huvel ğafurur Musa Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim başıma iş açtım. Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O’dur. 28/16رَبِّ اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِمَنْ دَخَلَ بَيْتِيَ مُؤْمِناً وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِۜ وَلَا تَزِدِ الظَّالِم۪ينَ اِلَّا تَبَاراًOkunuşu Rabbiğfirli ve livalideyye ve limen dehale beytiye mu’minev ve lilmu’minîne velmu’minat, ve la tezidizzalimîne illa Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla, zalimlerin de ancak helâkini arttır!» 71/28قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَسْـَٔلَكَ مَا لَيْسَ ل۪ي بِه۪ عِلْمٌۜ وَاِلَّا تَغْفِرْ ل۪ي وَتَرْحَمْن۪ٓي اَكُنْ مِنَ الْخَاسِر۪ينَOkunuşu Kale rabbi inni euzu bike en es’eleke ma leyse li bihi ilm, ve illa tağfirli ve terhamni ekum minel Nuh dedi ki Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum! 11/47وَلَمَّا جَٓاءَ مُوسٰى لِم۪يقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُۙ قَالَ رَبِّ اَرِن۪ٓي اَنْظُرْ اِلَيْكَۜ قَالَ لَنْ تَرٰين۪ي وَلٰكِنِ انْظُرْ اِلَى الْجَبَلِ فَاِنِ اسْتَقَرَّ مَكَانَهُ فَسَوْفَ تَرٰين۪يۚ فَلَمَّا تَجَلّٰى رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكاًّ وَخَرَّ مُوسٰى صَعِقاًۚ فَلَمَّٓا اَفَاقَ قَالَ سُبْحَانَكَ تُبْتُ اِلَيْكَ وَاَنَا۬ اَوَّلُ الْمُؤْمِن۪ينَOkunuşu Ve lemma cae musa li mikatina ve kellemehu rabbuhu kale rabbi erini enzur ileyk, kale len terani ve lakininzur ilel cebeli fe inistekarra mekanehu fe sevfe terani, felemma tecella rabbuhu lil cebeli cealehu dekkev ve harra musa saika, felemma efaka kale subhaneke tubtu ileyke ve ene evvelul mu’ Musa tayin ettiğimiz vakitte Tûr’a gelip de Rabbi onunla konuşunca Rabbim! Bana kendini göster; seni göreyim!» dedi. Rabbi Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!» buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim. 7/143قَالَ رَبِّ اغْفِرْ ل۪ي وَهَبْ ل۪ي مُلْكاً لَا يَنْبَغ۪ي لِاَحَدٍ مِنْ بَعْد۪يۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُOkunuşu Kale rabbiğfir li veheb li mulkel la yembeği li ehadim mim ba’di, inneke entel Rabbim! Beni bağışla; bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver. Şüphesiz sen, daima bağışta bulunansın, dedi. 38/35وَذَا النُّونِ اِذْ ذَهَبَ مُغَاضِباً فَظَنَّ اَنْ لَنْ نَقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادٰى فِي الظُّلُمَاتِ اَنْ لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنْتَ سُبْحَانَكَۗ اِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَۚOkunuşu Ve zen nuni iz zehebe muğadiben fe zanne el len nakdira aleyhi fe nada fiz zulumati el la ilahe illa ente subhanek, inni kuntu minez da Yunus’u da zikret. O öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!» diye niyaz etti. 21/87فَاسْتَجَبْنَا لَهُۙ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّۜ وَكَذٰلِكَ نُنْجِي الْمُؤْمِن۪ينَOkunuşu Festecebna lehu ve necceynahu minel ğamm, ve kezalike nuncil mu’ üzerine onun duasını kabul ettik ve onu kederden kurtardık. İşte biz müminleri böyle kurtarırız. 21/88وَالَّذ۪ينَ جَٓاؤُ۫ مِنْ بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّـنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِاِخْوَانِنَا الَّذ۪ينَ سَبَقُونَا بِالْا۪يمَانِ وَلَا تَجْعَلْ ف۪ي قُلُوبِنَا غِلاًّ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا رَبَّـنَٓا اِنَّكَ رَؤُ۫فٌ رَح۪يمٌ۟Okunuşu Vellezîne cau mim ba’dihim yekulune rabbenağfir lena ve liihvaninellezîne sebekuna bil’îmani ve la tec’al fi kulubina ğıllel lillezîne amenu rabbena inneke raufur Bunların arkasından gelenler şöyle derler Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin! 59/10 قَدْ كَانَتْ لَكُمْ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ ف۪ٓي اِبْرٰه۪يمَ وَالَّذ۪ينَ مَعَهُۚ اِذْ قَالُوا لِقَوْمِهِمْ اِنَّا بُرَءٰٓؤُ۬ا مِنْكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِۘ كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةُ وَالْبَغْضَٓاءُ اَبَداً حَتّٰى تُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَحْدَهُٓ اِلَّا قَوْلَ اِبْرٰه۪يمَ لِاَب۪يهِ لَاَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَٓا اَمْلِكُ لَكَ مِنَ اللّٰهِ مِنْ شَيْءٍۜ رَبَّـنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَاِلَيْكَ اَنَبْنَا وَاِلَيْكَ الْمَص۪يرُOkunuşu Kad kanet lekum usvetun hasenetun fi ibrahîme vellezîne me’ah, iz kalu likavmihim inna bureau minkum ve mimma ta’budune min dunillah, keferna bikum ve bedea beynena ve beynekumul’adavetu velbağdau ebeden hatta tu’minu billahi vahdehu illa kavle ibrahîme liebihi leestağfirenne leke ve ma emliku leke minallahi min şey’, rabbena aleyke tevekkelna ve ileyke enebna ve İbrahim’de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir.» Şu kadar var ki, İbrahim babasına Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez» demişti. O müminler şöyle dediler Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır. 60/4رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَاۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ Okunuşu Rabbena la tec’alna fitnetel lillezîne keferu vağfir lena rabbena, inneke entel’azizul Rabbimiz! Bizi, inkâr edenler için deneme konusu kılma, bizi bağışla! Ey Rabbimiz! Yegâne galip ve hikmet sahibi, ancak sensin. 60/5يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا تُوبُٓوا اِلَى اللّٰهِ تَوْبَةً نَصُوحاًۜ عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۙ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللّٰهُ النَّبِيَّ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُۚ نُورُهُمْ يَسْعٰى بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَبِاَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّـنَٓا اَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَاۚ اِنَّكَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌOkunuşu Ya eyyuhellezîne amenu tubu ilellahi tevbeten nesuha, asa rabbukum en yukeffire ankum seyyiatikum ve yudhilekum cennatin tecri min tahtihel’enharu yevme la yuhzillahunnebiyye vellezîne amenu me’ah, nuruhum yes’a beyne eydihim ve bieymanihim yekulune rabbena etmim lena nurena vağfir lena, inneke ala kulli şey’in Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah’a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter. Peygamberi ve Onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların önlerinden ve sağlarından amellerinin nûrları aydınlatıp gider de, Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin» derler. 66/8اَلَّذ۪ينَ يَحْمِلُونَ الْعَرْشَ وَمَنْ حَوْلَهُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيُؤْمِنُونَ بِه۪ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُواۚ رَبَّـنَا وَسِعْتَ كُلَّ شَيْءٍ رَحْمَةً وَعِلْماً فَاغْفِرْ لِلَّذ۪ينَ تَابُوا وَاتَّبَعُوا سَب۪يلَكَ وَقِهِمْ عَذَابَ الْجَح۪يمِOkunuşu Ellezine yahmilunel arşe ve men havlehu yusebbihune bi hamdi rabbihim ve yu’minune bihi ve yestağfirune lillezine amenu, rabbena vesi’te kulle şey’ir rahmetev ve ilmen fağfir lillezine tabu vettebeu sebileke vekihim azabel Arş’ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar melekler, Rablerini hamd ile tesbih ederler, O’na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! derler. 40/7رَبَّنَا وَاَدْخِلْهُمْ جَنَّاتِ عَدْنٍۨ الَّت۪ي وَعَدْتَهُمْ وَمَنْ صَلَحَ مِنْ اٰبَٓائِهِمْ وَاَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْۜ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُۚ Okunuşu Rabbena ve edhilhum cennati adninilleti veadtehum ve men salehe min abaihim ve ezvacihim ve zurriyyatihim, inneke entel azizul Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vâdettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz azîz ve hakîm olan sensin! 40/8وَقِهِمُ السَّيِّـَٔاتِۜ وَمَنْ تَقِ السَّيِّـَٔاتِ يَوْمَئِذٍ فَقَدْ رَحِمْتَهُۜ وَذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ۟ Okunuşu Vekihimus seyyiat, ve men tekis seyyiati yevmeizin fe kad rahimteh, ve zalike huvel fevzul Bir de onları, her türlü kötülüklerden koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu en büyük kurtuluştur. 40/9 Lena ismi Kuran’da var mı yok mu diye merak edenler için araştırdık. Lena isminin Kuran’daki anlamını ve dini anlamını detaylı bir şekilde inceliyoruz. Kuran-ı Kerim’de Lena isminin hangi sure ve ayetlerde geçtiğini Bağlantılar Lena İsminin Kuran’da Geçtiği Ayetler Var Mı?Lena ismi yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yer alıyor mu diye bakmadan önce Lena isminin anlamını öğrenmek, detaylı analizini yapmak ve ilginç bilgiler öğrenmek isteyenler aşağıdaki linke bkz Lena İsminin Anlamı ve AnaliziLena isimi Kuran’da geçiyor mu geçmiyor mu?Lena isminin Kuran’da geçtiğini yaptığımız detaylı incelemeler sonucunda görmüş olduk. Arapça kökenli bir isim olan Lena isminin, Kur’an-ı Kerim’de çok fazla ayette geçer. Bu yüzden aşağıda bir kaç örnek Suresi 32. Ayet”Bismillahirrahmanirrahim”بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيمقَالُواْ سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَا إِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا إِنَّكَ أَنتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ ﴿٣٢﴾Kâlû subhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel alîmul hakîmhakîmu.Demişlerdi ki Noksan sıfatlardan seni arı biliriz, bize bildirdiğin şeylerden başka bilgimiz yok. Şüphe yok ki sen, her şeyi bilirsin, hüküm ve hikmet İmran Suresi 16. Ayetالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا إِنَّنَا آمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ ﴿١٦﴾Ellezîne yekûlune rabbenâ innenâ âmennâ fagfir lenâ zunûbenâ ve kınâ azâben nârnâri.Onlar öyle kişilerdir ki Rabbimiz derler, inandık, suçlarımızı yarlıga ve bizi koru ateşin Suresi 84. Ayetوَمَا لَنَا لاَ نُؤْمِنُ بِاللّهِ وَمَا جَاءنَا مِنَ الْحَقِّ وَنَطْمَعُ أَن يُدْخِلَنَا رَبَّنَا مَعَ الْقَوْمِ الصَّالِحِينَ ﴿٨٤﴾Ve mâ lenâ lâ nu’minu billâhi ve mâ câenâ minel hakkı ve natmeu en yudhılenâ rabbunâ meal kavmis sâlihînsâlihîne.Zâten Rabbimizin bizi de iyi insanlara katmasını umup dururken ne oluyor bize ki Allah’a ve bize gelen gerçeğe inanmayalım?Araf Suresi 23. Ayetقَالاَ رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ ﴿٢٣﴾Kâlâ rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve in lem tagfirlenâ ve terhamnâ le nekûnenne minel hâsirînhâsirîne.Her ikisi de Rabbimiz dedi, kendimize zulmettik biz, bizi yarlıgamazsan, bize acımazsan ziyankârlardan Suresi 51. Ayetقُل لَّن يُصِيبَنَا إِلاَّ مَا كَتَبَ اللّهُ لَنَا هُوَ مَوْلاَنَا وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ ﴿٥١﴾Kul len yusîbenâ illâ mâ keteballâhu lenâ, huve mevlânâ, ve alâllâhi felyetevekkelil mu’minûnmu’minûne.De ki Bize Allah’ın takdîr ettiğinden başka bir şey gelip çatmaz kesin olarak. Odur yardımcımız ve inananlar, Allah’a bkz Kur’an-ı Kerim’de Geçen İsimler Lena isminin dini açıdan bir manası var mı yada Kuran’da geçen ayetlerde ne anlama geldiğine göz “bize, bizim” anlamında isminin genel olarak anlamları ise aşağıdaki gibidir;Bizim için, bizden biri ve insan anlamlarına Lena isminin Kuran’da geçmesi yada geçmemesi bu ismin güzel isim yada kötü isim olduğunu göstermez. Örneğin Hüseyin ve Zeynep ismi Kuran’da geçmez ancak çok güzel isimlerdir. Örneğin Firavun ve Nemrut gibi isimler Kuran’da geçer ama çok kötü isimlerdir. Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali- Allah, "Ey Rabbimiz! Sana inanıyoruz, bizi affet, günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenlerin, zorluklara sabredenlerin ve sözlerini tutanların, Rablerine yürekten bağlı olanların, servetlerini Allah yolunda harcayanların ve seherlerde bütün kalpleriyle af dileyenlerin kalplerindeki her şeyi Okuyan Kur’an Meal-TefsirOnlar duyarlı olanlar "Rabbimiz! Şüphesiz ki biz iman ettik; bizim için günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!" Yüksel Mesaj Kuran ÇevirisiOnlar ki "Efendimiz, biz onayladık, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru" kimseler "Rabb'imiz! Biz, Sana iman ettik. Suçlarımızı bağışla, ateşin azabından bizi koru." derler;Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı MealiOnlar şöyle derler "Sahibimiz! Biz inanıp güvendik, günahlarımızı bağışla, o ateşin azabından bizi koru!"Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim GerçekOnlar, şöyle derler "Efendimiz! Kuşkusuz, inandık! Artık, suçlarımızı bağışla ve ateş cezasından bizi koru!"Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an"Rabbimiz! Kuşkusuz biz iman ettik Bizi bağışla, günahlarımızı da... Ve bizi ateşin azabından koru!" diyenleri;Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim MealiKullar ki şöyle derler "Ey Rabbimiz, kuşkusuz olarak sana inandık. Bağışla günahlarımızı, ateş azabından koru bizi."Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe AnlamıOnlar "Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenler;Elmalılı sadeleştirilmiş Onlar ki "Rabbimiz, inandık iman getirdik; artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizleri o ateş azabından koru!" Esed Kur'an Mesajı"Ey Rabbimiz! Sana inanıyoruz, bizi affet, günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından emin kıl" diyenlerinDiyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali16-17 Bunlar, "Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru" diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde Allah'tan bağışlanma Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiOnları ki ya rabbena derler inandık iman getirdik artık bizim suçlarımızı bağışla ve o ateş azabından koru bizleriSüleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali"Rabbimiz, biz inandık, bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!" diyenleri,Onlar "Rabbimiz şüphesiz biz inandık, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenler;Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim16-17 O takvaaya erenler "Ey Rabbimiz, biz iman etdik. Artık bizim günahlarımızı yarlığa ve bizi o ateşin azabından koru" diyenler, sabredenler, imanlarında gerçek olanlar, Allaha itaatle boyun eğenler, infaak edenler, seharlarda Allahdan mağfiret ki Ey Rabbımız; biz gerçekten iman ettik, artık günahlarımızı bize bağışla ve o ateş azabından bizleri koru diyenler,Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe AnlamıOnlar -Rabbimiz, biz, kesin olarak iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru, Yıldırım Kuran-ı Kerim ve MealiO müttakiler "Ey bizim kerim Rabbimiz, biz iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru!" diye Hulusi Türkçe Kur'an ÇözümüOnlar şöyle derler "Rabbimiz, biz kesinlikle iman ettik. Artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizi yanmaktan koru!"Edip Yüksel Eski Baskı Mesaj Kuran ÇevirisiOnlar ki 'Rabbimiz, biz inandık, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru,' Aktaş Eski Baskı Kerim Kur'anBu kimseler "Rabb'imiz! Biz, Sana iman ettik. Suçlarımızı bağışla, ateşin azabından bizi koru." derler;Rashad Khalifa The Final TestamentThey say, "Our Lord, we have believed, so forgive us our sins, and spare us the agony of the hellfire."The Monotheist Group The Quran A Monotheist TranslationThe ones who say "Our Lord, we believe, so forgive us our sins, and spare us the retribution of the Fire."Edip-Layth Quran A Reformist TranslationThe ones who say, "Our Lord, we acknowledge, so forgive us our sins, and spare us the retribution of the fire."

ellezine yekulune rabbena innena amenna